Meksika’da 25 yaşındaki Ingrid Escamilla Vargas, erkek arkadaşı Erik Francisco Robledo tarafından işkence edilerek katledildi. La Prensa gazetesinde katledilen Escamilla’nın bedeninin teşhir edildiği fotoğraflar yayınlandı.
Escamilla’nın “vahşice” katledilmesi 14 Şubat gününe atfen alaycı ve cinsiyetçi bir dille “Aşk Tanrısı’nın suçu” ifadesiyle manşete taşıdı. Gazetede yayınlanan görüntüler sonrasında kadınlar Meksika’nın başkenti Meksiko’da 14 Şubat’ta Escamilla ve katledilen tüm kadınlar için sokağa çıktı.
Devlet Başkanlığı Sarayı’na kırmızı boyalarla “Kadın Katili Devlet” yazılmasıyla başlayan eylemler, La Prensa gazetesinin binasına doğru yönelen yüzlerce kadının gazeteye ait bir aracı yakarak polisle çatışmasıyla devam etti. Meksika’daki kadın cinayetlerindeki artışa isyan eden kadınlar aynı zamanda yüzlerce kadın cinayeti davasının sonuçlanmamasını, erkek faillerin cezasız kalmasını aylardır sokaklarda patriarkal düzenin temsilcisi olan devlet-yargı-medya kurumlarını hedef alan protestolarını sürdürmekte.
Meksika’da 2019 resmi kayıtlarına göre 3 bin 825 kadın erkekler tarafından öldürülmüş, 700’e yakın kadın cinayeti davası soruşturma aşamasında; kayıtlara geçmeyen ölümlerle birlikte erkek şiddetiyle yaşamını yitiren kadınların sayısı çok daha fazla…
Kadınların devlet-yargı-medya kurumlarına yönelen öfkesi, patriarkal düzene karşı bir haykırış ve isyana dönüştü. Devlet Bakanlık Sarayı’na “Kadın Katili Devlet” yazılaması yapan, Escamilla’nın bedenini teşhir eden ve manşetine “Aşk Tanrısı’nın suçu” başlığını taşıyan La Prensa gazetesinin araçlarını yakan ve son olarak “Artık yetti, her şeyi yakıp yıkmaya hakkım var benim” haykırışıyla Anayasa Mahkemesi’ni işgal edip ateşe veren Meksikalı kadınların isyanı sürüyor.
Son olarak kadınlar tarafından Anayasa Mahkemesi’nin işgal edilip, ateşe verildiği protesto eylemleri şunu gösteriyor ki; kadınlar artık erkek devlet ve kurumlarına güvenmiyor.
Devletin sahip çıktığı, yargının koruduğu, medyanın meşrulaştırıp teşvik ettiği erkek şiddeti karşısında “artık yetti” isyanının sokaklara, devlet kurum ve kuruluşlarına taştığına tanıklık ediyoruz. Bu isyanın, binlerce kadının biriken öfkesinin, patriarkal düzeni köklerinden sarsacak bir dinamiğe sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Şili’nin Las Tesis dansı, Meksika’da barikatlarda!
Dünyada gelişen kitle hareketlerine çeşitli talep ve eylemlerle rengini veren; Şili’den İran’a, Arjantin’den Lübnan’a, Rojava’dan İspanya’ya direnişin en önünde yer alan kadınların mücadelesi sürüyor.
Patriarkal düzen karşısında kadınların isyanı Şili’de Las Tesis dansıyla, Meksika’da erkek yargının temsili olan Anayasa Mahkemesi’ne atılan kıvılcımla dünyanın dört bir yanındaki kadınların öfke ve direnişiyle buluşuyor.
Dört bir yandan yükselen kadınların isyanı, 8 Mart’a sayılı günler kala isyanımızla buluşuyor. Patriarkal düzende “devlet-yargı-medya”nın “erkek ittifakı” ile korunan, aklanan ve pekiştirilen erkek şiddetinin peşindeyiz, Meksikalı kardeşlerimizin “artık yetti” haykırışı mücadelemize yol gösteriyor.
Erkek adalet karşısında, kaybedilen Gülistan Doku’nun akıbetini her gün sormaya, Nadira ve Yeldana’nın “şüpheli ölümleri” ardındaki gerçek failler ortaya çıkana denk mücadeleye devam edeceğiz.
Meksika’da Escamilla için tutuşan barikatlarda yükselen isyan, coşku ve direncimizi büyütüyor.
