4 Haziran 2020’de HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır milletvekili Musa Farisoğulları ve CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu’nun milletvekillikleri, haklarında kesinleşmiş(!) yargı kararları olduğundan dolayı TBMM’de yapılan oylamayla düşürüldü. Ardından da tutuklama kararları çıkarıldı.
Olayın tozu dumanı içerisinde CHP milletvekili Enis Berberoğlu basına aynı akşam ”Demokrasi için, özgürlük için bedel ödenecekse bedeli önce CHP’liler öder” açıklamasını yaptı.
Demokrasi için, bağımsızlık için, özgürlük için bedel ödemek nedir? Kimler bugüne değin bedel ödediler? CHP’liler bedel ödemenin neresindeler? Bu sorulara yanıt olabilmek önemli…
On yıllarca özgürlük, demokrasi, sosyalizm uğruna hapisler yatan, uzun yıllar doğduğu topraklara, insanına hasret sürgünde yaşamak zorunda bırakılan dahası sürgünde yaşamını yitiren şair-yazar Nazım Hikmet bedel ödeyenlerimizdendir. O, niçin bedel ödediğini aşağıdaki mısralarda açıkça ifade etmiştir.
”Sevdalınız komünisttir
On yıldan beri hapistir
Yatar Bursa kalesinde…”
Sınırı pasaportsuz geçtiler diye kurşuna dizilen/katledilen 33 Kürt için yazdığı ”33 Kurşun” şiiri ve özgürlüğü, demokrasiyi, Kürtleri sahiplendiği için gözaltına alındıktan bir süre sonra temizlik işçileri tarafından çöplükte baygın vaziyette bulundu Ahmet Arif. O da yaşamının en verimli yıllarını hapishanelerde geçirdi. Ahmet Arif, özgürlük, kardeşlik, demokrasi ve sosyalizm uğruna bedel ödeyenlerimizdendir.
”Terk etmedi sevdan beni
Aç kaldım, susuz kaldım
Hayın karanlıktı gece
Can garip, can suskun
Can paramparça…
Ve ellerim kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terk etmedi sevdan beni…”
Emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi ve devrim mücadelesinde 6 Mayıs şafağında idam sehpasında ölümsüzleştiler, THKO’nun önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan. Deniz Gezmiş idam sehpasında son söz olarak ”Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği” diye haykırdı.
THKP-C’nin önderi Mahir Çayan ve yoldaşları devrim, sosyalizm mücadelesinde tutsak düşen THKO önderleri Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının idamını engellemek için giriştikleri eylem sonucunda faşist TC güçleriyle girdikleri çatışmada devrimci yoldaşları için yaşamlarını feda ettiler.
Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga 31 Mayıs’ta Nurhak dağlarında özgürlük, demokrasi ve sosyalizm için mücadelede şehit düştüler.
Mazlum Doğan, 12 Eylül’de AFC döneminde Amed Zindanı’ndaki baskılara, işkencelere, teslim alma politikalarına karşı kendini ateş topuna dönüştürerek Amed Zindanı’nı aydınlattı. Mücadelenin, direnişin, özgürlüğün meşalesi oldu.
Cizre Halk Meclisleri Eşbaşkanı Mehmet Tunç, faşist TC devletinin katliamlarına karşı özyönetim direnişleri sırasında TSK’nın tanklarla, helikopterlerle Şırnak, Cizre, Sur, Nusaybin’i bombaladığı, katliam yaptığı dönemde bodrumlarda katledildi. ”Herkes moralini iyi tutmalıdır. 100 kişiyi öldürmekle bu mücadele bitmez. Cizre diz çökmedi” son sözleri oldu.
Grup Yorum üyelerinden Helin Bölek ve İbrahim Gökçek türkülerini, devrimci marşlarını özgürce söyleyebilmek için ölüm oruçlarında şehit düştüler. Özgürce konser gerçekleştirmek, halkımıza gerçekleri türküleriyle, marşlarıyla anlatabilmek uğruna bedel ödediler.
TKP-ML’nin önderi İbrahim Kaypakkaya çeşitli milliyetlerden halkımızın özgürlüğü, bağımsızlığı için, yüce komünizm davası için mücadele yürüttü. Yaralı olarak esir düştüğünde TC’nin cellatlarının Amed Zindanı’ndaki işkencelerine karşı tam 90 gün direndi. Devrim davasını, komünizmi savundu. Zaferi kazandı. Tarihte ”Ser verip sır vermeyen komünist” olarak yerini aldı.
Bizim demokrasi için, özgürlük için, sosyalizm ve yüce komünizm için bedel ödemekten anladığımız budur. Daha doğrusu bedel ödemenin gerçekliği budur.
Türk hakim sınıflarının temsilcisi durumundaki faşist bir parti olan CHP’nin yöneticilerinin demokrasi için, özgürlük için bedel ödemeleri diye bir şey söz konusu değildir. CHP’li Enis Berberoğlu’nun söyledikleri bir aldatmacadan, yalandan ibarettir.
Çünkü CHP, Türk hakim sınıflarının çıkarlarını koruyan, kollayan, onlara hizmet eden bir partidir. Özgürlük, demokrasi onlar için iktidar olma yolunda seçimler öncesi halkımızı kandırmak için çokça ifade ettikleri sözcüklerden başka bir şey ifade etmez.
CHP yöneticilerinin özgürlük ve demokrasi için bedel ödemekten söz etmeleri iktidar olma konusunda hakim sınıfların diğer kliği ile çatışmalarda uğradıkları kazalardır.
Onların bedel ödemekten anladıkları ülke için, halk için bedel ödeme değildir. Onların bedel ödeme dedikleri CHP’nin parti çıkarları ve kendi çıkarları için uğradıkları yol kazalarında çektikleri çileden başka bir şey değildir.
