EmekGüncel

YORUM | İntiharlar; Emperyalist-Kapitalist Sistemin Gerçekliğidir!

"İnsan sömürüsüne dayanan bir sistemde, sistemin dayattığı koşullarda yaşamak zorunda kalanlar, yalnızlaşma, sistem karşısında kendini var edecek bir çıkış yolu bulamamanın sonucunda intihar etmektedirler. Başka bir veri olmadığı için gazete kupürleri taranarak elde edilen sayılara göre; Ocak ayında en az 94, Şubat ayında en az 99 kişi Türkiye de intihar etti"

Emperyalist-Kapitalist sistemin varoluş koşullarından biri; işçilerin emekçilerin kötü yaşam koşullarında, geleceksiz, güvencesiz bir şekilde hayatını sermayenin çıkarlarına uygun bir şekilde devam ettirmesi gelir.

Bu geleceksizlik, güvencesizlik hali insanların kendini sistem karşısında yalnız ve çaresiz hissetmesine neden olur. Kendi seçmedikleri koşullarda yaşamak zorunda kalanlar kendine yabancılaşır, aynı zamanda yalnızlaşır.

Bu çaresizlik ve yalnızlaşma hali sisteme karşı olan güçlerin umut vaat etmediği, gerilediği güçsüzleştiği durumlarda daha çok açığa çıkan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Birey olarak kendini yalnız hissetmiş kişi sistem karşısında çaresiz kaldığını düşünerek, belki de kendi açısından sisteme öfkesini belli etmenin tek yolu olarak gördüğü intihar yolunu seçmektedir. İntiharların çaresizlikle birlikte öfke olarak açığa çıkma biçimi ikili yönünü oluşturur.

Ekonomik krizin yarattığı işsizlik, güvencesizliğin, gelir kaybının yanına pandemi ile birlikte virüsün eklenmesi ve bu pandemi döneminde işçi ve emekçilerin virüs karşısında çaresiz bırakılması yalnızlaşmanın boyutunu arttırmıştır. Virüsün yaşanmadığı dönemlerde işini gelirini kaybeden insanlar toplumdan izole olurken virüs ile birlikte bu izole olma durumu daha fazla yaşanmaktadır.  Virüs, artan işsizlik, sürekli iş arayıp bulamama hali insanların geleceğe dair umutlarını yok etmektedir.

İş bulamama, toplumdan izole olma, kendi niteliğinin ve insani şartların altında çalışma, kişinin kendine yönelik saygısının çökertmektedir. Kendine saygısını aynı zamanda güvenini kaybeden kişi bugüne ve geleceğe umutlu bakamamakta, kendini işe yaramaz hissederek psikolojik bir krize girmektedir.

Pandemi döneminde yüzü aşkın müzisyen intihar etti!

Pandemi önlemleri kapsamında getirilen kısıtlamalar ile birlikte kapatılan kafe, bar gibi yerlerde çalışan milyonlarca kişi işsiz kaldı. Çoğu güvencesiz çalışan bu insanlar için ne işsizlik ödeneği sağlandı ne salgın döneminde devletten herhangi bir yardım aktarıldı.

Kısıtlamalardan bu yana evine ekmek götüremediği, borçlarını ödeyemediği için yüzü aşkın müzisyen intihar etti. Uzayan kapanmanın yanında devletin aldığı, almadığı tedbirler arasındaki tutarsızlık, geleceğe dair belirsizlik, biriken borçlar, yalnızlaşma, sosyal yaşamdan izole olma, geleceğe umutla bakamama ve kendini değersiz olarak görme bu intiharların başlıca nedenleri arasındadır.

Medyada gazetelerde defalarca okuduğumuz üzere birçok müzisyen enstrümanını satmak zorunda kaldı. Bu zorundalığın yalnızlık ve çaresizlikle birleşmesi ciddi anlamda manevi bir sarsıntıya yol açması kaçınılmazdır.

Devletten hiçbir yardım alamayan, tamamen yalnızlaştırılan sektör çalışanları, aylardır tek başına mücadele etmeye çalışırken, iktidara yakın olan şarkıcılara online konserlerle milyon TL’ler aktarıldı. Sadece Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan online ‘İstanbul Yeditepe’ konserlerine 30 milyon TL kaynak aktarıldı. İktidarın görmezden geldiği müzisyenlere aylık bin tl reva görüldü.

İSİG (İş Sağlığı Ve İş Güvenliği) Meclisi raporlarına göre işçi intiharları dünyada ağırlıklı olarak çalışma koşulları kaynaklı olmasına rağmen Türkiye de bilinenin üçte ikisi ekonomik (borç-işsizlik) nedenlere bağlı iken üçte biri çalışma koşullarından kaynaklanmaktadır. İntihar eden müzisyenlerin gerekçelerine baktığımızda bu gerçeklik net ortaya çıkmaktadır. Pandemi döneminde işsizliğe mahkum edilenler, tamamen yalnız bırakılmış, açlığa mahkûm edilmiş sistem tarafından ölüme sürüklenmişlerdir. Son dönemde artan dayanışma ağları ve kafe bar emekçilerinin seslerini duyurma çabaları, bu yalnızlığa ve çaresizliğe umut olmak adına olumluluk taşımaktadır.

İnsan sömürüsüne dayanan bir sistemde, sistemin dayattığı koşullarda yaşamak zorunda kalanlar, yalnızlaşma, sistem karşısında kendini var edecek bir çıkış yolu bulamamanın sonucunda intihar etmektedirler. Başka bir veri olmadığı için gazete kupürleri taranarak elde edilen sayılara göre; Ocak ayında en az 94, Şubat ayında en az 99 kişi Türkiye de intihar etti.

Emperyalist-Kapitalist sistemin içine girdiği her krizde intiharların arttığı görülmüştür. Bunun nedeni sistemin kendi krizinin faturasını işçi ve emekçilere çıkarmasıdır. Bu durum sistemin bir gerçekliğidir.

Diğer taraftan bu sistemi yıkma mücadelesi verenlerin gerilemesi, güçsüzlüğü, girişte söylediğimiz gibi umut olmadan uzak olması insanları iyice çaresizliğe, yalnızlığa itmektedir. Yıkma mücadelesi yürüten güçler sisteme karşı yalnız olunmadığını, çıkış yolunun olduğunu, çaresiz olmadıklarını gösterebilirse insanlar bu yalnızlıktan ve çaresizlikten kurtulacaktır. Sisteme öfkenin bir biçimi olarak açığa çıkan intiharlar, başka yol mümkünün anlatılması ile aynı öfke ile sistemi yıkmaya yönelebilecektir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu