EmekGüncel

EMEK | “Grevimizden, Eylemimizden Vazgeçmeyeceğiz!”

DİSK Dev-Yapı İş Genel Sekreteri Nihat Demir ile Yapı Merkezi'nin Doğu Afrika'da inşa ettiği Tanzanya Darüsselam-Morogoro Demiryolu Projesi'nde çalışan işçilerin direnişini konuştuk.

Yapı Merkezi’nin Doğu Afrika’da inşa ettiği Tanzanya Darüsselam-Morogoro Demiryolu Projesi’nde çalışan Türkiyeli işçiler, yedi aydır maaşlarını alamadıkları için 7 Ağustos’ta greve başladı.

Yapı Merkezi, Doğu Afrika ülkesi Tanzanya’daki Darüsselam-Mwanza Demiryolu hattının ilk üç fazından sonra 4. faz çalışmalarını devraldı. En fazla kamu ihalesi alan sektörün en büyük firmalarından Yapı Merkezi, dünyada da çok sayıda projenin ihalesini almış durumda. Şirket, 2 bini aşkın Türkiyeli işçinin alacaklarını yedi aydır ödemiyor.

Bunun üzerine işçiler DİSK Dev-Yapı İş sendikası öncülüğünde direnişe başladı. Biz de sendikanın Genel Sekreteri Nihat Demir ile direnişi, geldiği aşamayı ve işçilerin taleplerini konuştuk.

İki bini aşkın işçi şu anda direnişte. Durumu özetler misiniz?

– İşçiler yedi aydır, doğru düzgün paralarını almıyor. Diğer firmalar tıkır tıkır ücretleri verilebiliyor. Şirket iş yerlerinde çalıştırdığı işte başka projelerde falan ücretleri veriyor. Ki mesele sadece ücret olsaydı üç beş araba satsalar bütün işçilerin parasını ödeyecek güçte zenginler. Yapı Merkezi büyük bir firma, altmış yedi yıllık bir geçmişi var. Türkiye’nin büyük projelerine imza atan, devlet ihaleleri alan, yurt dışında da birçok projesi olan bir firma. Milyar dolarlık işler yapan bir firma. Yani binlerce işçiye sadece servetinin azıcığını verse her bir işçi ihya olur aslında.

Ama işçiler de zaten böyle bir şey istemiyor. Yedi aylık alacakları var. Bunun artık tamamının ödenmesi gerekiyor ve düzenli maaşların yatırılmasını istiyorlar. Tanzanya’da büyük hızlı tren demiryoluyolu inşaatında çalışıyorlar. Öbek öbek bu işçiler yani kimi yerde yirmi kişi, kimi yerde otuz kişi, kimi yerde yüz kişi. Her istasyonda herkesin bir görevi var ve kendi atölyesinde çalışıyor. Türkiye’den giden işçiler bunlar.

Ama oradaki yerel işçiler her ay tıkır tıkır parasını alıyor. Şu anda bu durumu tek yaşayan Türkiye’den giden işçiler. Oraya gidip de geri dönen işçiler var mesela, şu anda bayağıdır Türkiye’de olanlar da var. Onlar da aylardır paralarını alamıyorlar. Orada doğru düzgün paralarını alamadıkları için buraya memlekete dönmüşler.

 – Orada bir grev var. Bahsettiğiniz bölgelerde çalışmalar durmuş durumda değil mi?

– Bizim, DİSK Dev Yapı-İş sendikasının öncülüğünde fiilen dört gündür grev sürüyor. Ama iki gün önce başlamıştı eylemler, toplam altı günlük bir eylem var, devam ediyor. Dört gündür de full bütün işyerleri, çalışmayı durdurduk. Şu anda iki bin işçi grevde hiçbir yerde işçi çalışmıyor. Zaman zaman işverenlerle oturuyoruz. Anlaşamıyoruz, diyorlar ki “büyük bir para bu, kademe kademe ödeyelim” Biz de bunu kabul etmiyoruz sürekli aynı sorunları, aynı psikolojik şiddeti yaşamak istemiyoruz. Gerçekten iki bin işçinin her birinin ortalama iki çocuğunu, anne babasını sayarsak binlerce aile mağdur oluyor. Mutfağına gıda vb. alamıyor, çorba kaynatamıyor, faturalarını ödeyemiyor.

Kiralar zaten siz de biliyorsunuz, ortalama sekiz-on bin. Bunların hiçbirini ödenemiyor bu aileler. Ev sahipleri arkadaşlarımızı evden atmaya çalışıyor. Bu nedenlerle biz işçilerin tüm alacakları ödenene, bütün mağduriyet ortadan kaldırılana kadar grevimizden, eylemimizden vazgeçmeyeceğiz. Süreç şu anda bu şekilde devam ediyor.

Bugün de değilse ne zaman?

– Grevden sonra görüşmelerin hızlanması ya da patronla görüşme vb. adımlar var mı? Nasıl bir etki de bulundu grev?

– Geçen hafta, sanırım Çarşamba günü bir eylem yaptık firmanın önünde, bir görüşme gerçekleştirdik. Firma yetkilileri, “Siz de bizi biliyorsunuz yıllardır çalışıyoruz, kimsenin parası bizde kalmamış. Şu anda problemler, sorunlar yaşıyoruz, şu anda arkadaşlarımız bütün bankalarda ve kredi çekmeye çalışıyor falan” dediler.

Bu zahmete girmeye gerek yok diye düşünüyorum. Onlar öyle söylüyor ama isterlerse hemen çıkartıp verecek durumdalar. İki bin işçinin her birinin beş-altı bin dolar bir şey ediyor alacağı. Bu miktar firma için büyük bir para değil. Keza firmanın yaptığı işleri, zenginliğini biliyoruz. O nedenle “bu kabul edilebilir bir şey değil” dedik. Onlar da “İki ay içerisinde iki maaşları yatıracak, bu hafta bir maaş yatıracağız” falan demişler.

Dün paranın ucunu gösterdiler, bin dolar gibi.  İşçilerin bir kısmının parasını da yatırdılar. Her bir işçiye biner dolar yatırdılar. Ama böyle azar azar ödeseler de biz grevimizden vazgeçmeyeceğiz. Bütün paramızı almadan geri adım atmayacağız. İşçiler zaten hemfikir ve birlik-beraberlik oluşmuş durumda.

Tanzanya’da oranın ana firması TCR diye bir firma, oranın buradaki hızlı trenin Ulaştırma Bakanlığı gibi düşünün. Bir ana firma. Bugün (10 Ağustos) onlarla görüşülecek. Eğer olumlu yaklaşılırsa, bütün alacaklar ödenirse zaten eylemimiz sonuçlanır. Ama eğer bütün alacaklar ödenmezse daha da büyüteceğiz grevi orada ve burada.

Salı günü (15 Ağustos) toplanma alanı yapacağız. Üsküdar’da Yapı Merkezi’nin önünde toplanacağız, saat 12.30’da basın açıklaması gerçekleştireceğiz. Eğer işçilerin alacaklarını vermezlerse Türkiye’deki bütün işçilere bir çağrı yapıp burada da greve başlayacağız. Bunlar tamamen şirketin tavrına, işçileri mağdur edip etmemesine bağlı şeyler.

– Kamuoyuna bu aşamada nasıl bir çağrı yapmak istersiniz? Yedi ay çok uzun bir süre ve ciddi bir mağduriyet yaratmış durumda…

– Uzun yıllardır tarihte böyle bir şey görülmemiş. İki bin işçi, kilometrelerce yol gitmiş, başka bir ülkede grev yapıyor. Dev Yapı-İş öncülüğünde buna sahip çıkmak, kamuoyu oluşturmak gerek. Mesela yarın öbür gün üniversiteler, okullar da başlayacak, bu insanların her birinin bir sorumluluğu var. Ailesine, çoluk çocuğuna, kirasına, faturalarına kadar… Bu mağduriyetinin görülmesi gerekiyor. Hem kamuoyu hem basın, gazeteciler, yazarlar, akademisyenler buna ses vermeli, seslerine ses olmalı.

Bugün de değilse ne zaman? Birlik olmazsak beraber olmazsak, yan yana olmazsak ne zaman olacağız? Çok büyük bir şey değil herkes bunu haber yapacak sizin gibi. Bir şekilde basına verecekler, topluma yansıtacaklar.

İşçi cesaret etmiş, bu devasa patronlara karşı birleşmiş, biraraya gelmiş. Devrimci sosyalist, kendine insanım diyen, müslümanım diyen insanların işçileri yalnız bırakmaması lazım. Seslerine ses olması lazım. Böyle olursa sınıf bilinci kazanmış olur, işçiler kazanmış olur, emek kazanmış olur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu